27 Kasım 2009 Cuma

gülümseme karıştırılmış hüzün(gülden)

yapabileceklerimizi görmek istemiyoruz dimi çoğu zaman
konuşunca da konuşuyoruz hani adam gibi
özlemişim sizde çay içip sohbet etmeyi
her anı yaşıyorken farkedemeyerek üzülmeyi
sonra yaşadıklarımızı görüp gülümsemeyi
bugün ironi sözcüğüne taktığım için 
ne kadar ironik hayatlar lan bizimkisi diyerek bitirmeli....

26 Kasım 2009 Perşembe

evet ne var:) (melik gelmiiiş)

sen az önce gittin ya
oturdum bilgisayarın başına
demlikte kalan son damlaları
doldurdum bardağıma
çay niyetine içmelik diye

umutlarımız vardı ya az önce
yaşamalık diye
dostlarımız vardı az önce
mutluluk versinler diye
fotoğraflarımız var bizim
her birinde ayrı bir hatıra
çekilmişler baktığımız her an gülelim diye
şarkılarımız da var tabi
her dinlediğimizde yaşayalım diye
mutluluk neyse işte
kendisi burada tam da işte şu anda:)

çok şanslıyız biz aslında
konuşacak bir şeylerimiz var her anımızda
insanlarımız var dünyamızda
en iyilerinden hem de

sen gittin ya az önce
sustum oturdum ama başladım yazmaya:)
iyi ki varsın, iyi ki varsınız, iyi ki varlar :)

29 Ekim 2009 Perşembe

upps you said sth(gülden)

g: melik çösü....çok sıkıldım lan ben
bu okul tabe bitmez saat 1den beri ders çalışmaya başlamak için bi işaret bekliom valla gökten kutup yıldızı düşse anca çalışcam
nolcak benim halim
m:anca blog yap sen alllaal alallala:)

senin yazamayacağın başlık: ffffffffffff :) (melik)

m: ehehe ben geldim:)
g: aa nerden geldin sen? nası yazıyosun öyle kendi hesabından?
m: ikide birde kendi hesabımı kapatıp senin hesabından girip bu bloga bişeyler yazmak çok zor oluyodu.
g: ee?
m: e ben de senin hesabından girip kendimi davet ettirdim yazabilmek için :)
m: ehe :)
g: hımm teknoloji çok ilerlemiş. bilememişim ben onu yıhıyıhyıh
m: eh kızmazsın artık burayı ihmal ediyorum diye
g: yaaaaa ben sana kızmadım zaten kiii
m: bırah şimdi kendi bloglarına dalmışsın sen de. hımm bakiyim neymiş onlar: güldenin objektifi, güldenin sewing bıtbıtı, güldenin esaslı blogu (başka var mı bilemedim şimdi:))
g: o değil de ders çalışamıyorum ben bi de domuz gribi kaptım senden
m: ya o değil ben iyileştim sen de iyileşirsin de de ded eed eede ben de çalışmadım daha napıcaz?
g: e kahve yapalım bari
m: çay da yapalım mı yanına?
g: yapalım yapalım. ben yaparım şimdi
m: otur bi yerine sen, ben yaparım!

23 Ekim 2009 Cuma

(gülden)

heyyy şu an itibariyle 3blogum var bunla 4
ama sen 1 blog yüzünden unuttun burayı
ayıp çok ayıp.))

16 Eylül 2009 Çarşamba

düşündüm de (gülden)

aslında düşünmedim
burda düşünemiyorum artık
sadece istanbula dönmek istiyorum tekrar
çok uzak sanki orası
yani uzak zaten de
of işte bir ay değil 100 yıl geçmiş gibi
yazamadım bişey
kayıt olmak istemiyorum
biri sesimi duyar mı?
istemiyorum istemiyorum

15 Eylül 2009 Salı

melikkızın içinden gelmiş..

aslında şu anda oturup yaptığım ders programını düzenlemem gerekiyor. her neyse yarın da yapabilirim. hiçbir şeyin acelesi olmadığı gibi onun da acelesi yok.
yoksa her şeyin bi acelesi mi var?
biz hep bu yüzden mi geç kalıyoruz acaba?
o yüzden mi hayata yetişemememiz?
neyse daha yarın var..
üç ay var, bir ay var, bir hafta var, yarın var diye diye günleri de tükettik.
yarın gelsin güneş ışığı
sonraki gün gelsin ders kaydı
sonraki gün gelsin danışman
on gün sonra gelsin dersler..

6 Eylül 2009 Pazar

güldenin sırası

ben gelicem de sanki orası çok uzakmış gibi artık
burası huzur verirmiş sanki
bi de böyle yanaklarımı pembe pembe yaparmış
herşey varmış burda sanki
ama herşeyde eksikmiş öyle bişiler
gelince de deniz koksa istanbul
bahar olsa ama en ilk bahar
mor çiçekler açsa
mavi deniz masmavi olsa
keşkeler filan
biraz huzursuzluk
işte öyle bukadar.....

5 Eylül 2009 Cumartesi

melike monologları

güdoşito nezman geliceksin?
efendim?
gelmicek misin?
çok mu memnunsun oradan?
hiç mi gelmiceksin?!

ama ki de işte (bak hepsi ayrı ayrı ehehe:)) gelsen ya artık..
gelsen de yine hiç yap(a)mayacağımız şeylerin hayalini kursak ya berbaber..
defterlerimizi açsak böyle bişeyler karalamaya çalışsak..
sonra sen "yaaaaa birisi bakınca yazamıyorum" desen..
ben kafamı çevirsem..
içinde ne fırtınalar koptuğunu bilerek yine..

ne yazacağının bir önemi olmasa keşke..

3 Haziran 2009 Çarşamba

gülden monologları

g-hey ben melikeyi özledim
g-evet evet özledim
g-kesin mi kesin özledim
g-aaa ne biçim de özledim
g-galiba deliriyorum melike aslında yokki
g-evet evet yok
m-puaaa
g-ama güldü bak
g-bence kesin mi kesin yok:)

2 Mayıs 2009 Cumartesi

eheh eheh

1 Mayıs 2009 Cuma

o ne o???


m-o ne o?
g-1 liralık kazı kazan pahalı o..
m-çıkmayaz mı?

bu andan sonra melikeyle gözümüzden yaşlar gelene kadar güldük:)
tam bir kazı kazan bağımlısı durumundayız. yukardaki konuşmadan da anlaşılacağı gibi ne kadar para verdiğimizle değil ne kadar çıktığıyla ilgiliyiz...çıkmayaz mı??:)

19 Nisan 2009 Pazar

ehhehehhe:)

g-lan blog açalım mı?
m-wine not cupcake?
g-ehehehe:)
m-ehuehe:) ama da ben bilmiyorum blog mlog:)
g-olsun benim bissürü blogum var, bi de ikimizin olsun:)
m-holleeey! automatic joy!
g-hee yazcaklarımızı da böyle yazalım mı?
m-tamam:)
g-ne olcak ki içinde?
m-çektiğimiz muhteşem wunderbach fotoğrafları koyarız. sonracığıma diktiğimiz kıyafetleri abuk subuk aksesuarla birleştirip şımarık fotoğraflar çekeriz. hem kıyafetlerimizi sergilemiş oluruz hem deeee
ç-biri ışığı kapatsın. biri deeee çay yapsın:)
m-du onun sırası gelmedi.
g-ehuehee:)ne çok konuştun la melo:)
m-ki ki ki:)
g-yaptık mı?
m-yaptık valla...hem ne demişler yaptıklarının pişmanlığı geçer ama da...
g-yapmadıklarının asla:))))