16 Eylül 2009 Çarşamba

düşündüm de (gülden)

aslında düşünmedim
burda düşünemiyorum artık
sadece istanbula dönmek istiyorum tekrar
çok uzak sanki orası
yani uzak zaten de
of işte bir ay değil 100 yıl geçmiş gibi
yazamadım bişey
kayıt olmak istemiyorum
biri sesimi duyar mı?
istemiyorum istemiyorum

15 Eylül 2009 Salı

melikkızın içinden gelmiş..

aslında şu anda oturup yaptığım ders programını düzenlemem gerekiyor. her neyse yarın da yapabilirim. hiçbir şeyin acelesi olmadığı gibi onun da acelesi yok.
yoksa her şeyin bi acelesi mi var?
biz hep bu yüzden mi geç kalıyoruz acaba?
o yüzden mi hayata yetişemememiz?
neyse daha yarın var..
üç ay var, bir ay var, bir hafta var, yarın var diye diye günleri de tükettik.
yarın gelsin güneş ışığı
sonraki gün gelsin ders kaydı
sonraki gün gelsin danışman
on gün sonra gelsin dersler..

6 Eylül 2009 Pazar

güldenin sırası

ben gelicem de sanki orası çok uzakmış gibi artık
burası huzur verirmiş sanki
bi de böyle yanaklarımı pembe pembe yaparmış
herşey varmış burda sanki
ama herşeyde eksikmiş öyle bişiler
gelince de deniz koksa istanbul
bahar olsa ama en ilk bahar
mor çiçekler açsa
mavi deniz masmavi olsa
keşkeler filan
biraz huzursuzluk
işte öyle bukadar.....

5 Eylül 2009 Cumartesi

melike monologları

güdoşito nezman geliceksin?
efendim?
gelmicek misin?
çok mu memnunsun oradan?
hiç mi gelmiceksin?!

ama ki de işte (bak hepsi ayrı ayrı ehehe:)) gelsen ya artık..
gelsen de yine hiç yap(a)mayacağımız şeylerin hayalini kursak ya berbaber..
defterlerimizi açsak böyle bişeyler karalamaya çalışsak..
sonra sen "yaaaaa birisi bakınca yazamıyorum" desen..
ben kafamı çevirsem..
içinde ne fırtınalar koptuğunu bilerek yine..

ne yazacağının bir önemi olmasa keşke..